Birlik ve Dayanışma Derneği Marmara 1. Şube Başkanı Dr. Ahmet Taptuk Mehlepçi, İstanbul’da bulunan 1100 Aile Sağlığı Merkezi’nin dörtte birinin depreme dayanıklı olduğunu ve ASM’lerin en az üçte birinin 1999’dan önce yapıldığını söyledi.
‘BİNALAR AŞIRI YÜKLENMELİ’
Habertürk’ün haberine göre Mehlepçi, “Bu binaların çok eski olduğu için çok güvenli olduğunu düşünmüyoruz. İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu ASM’lerin güvenli olup olmadığını gösterecek bir çalışması yok. Kendimize dikkat etmemiz isteniyor. dedi.
Depremin ardından hızla Hatay, Maraş ve Adıyaman’a gittiğini belirten Mehlepçi, Hatay’daki ASM’lerin tamamına yakınının yıkıldığını, kalanların ise ağır hasar gördüğünü söyledi.
Mehlepçi, “Deprem bölgesindeki ASM’ler çalışır durumda olsaydı can kaybını azaltacak şekilde müdahale ederlerdi çünkü ASM’ler bize çok yakın. Her mahallede ASM var. İstiyoruz” bir yapıya dönüştürmektir. Biz kamu hizmeti veriyoruz ve bunun devlet tarafından yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bir felaket durumunda hayatta kalmaları gerekir. Büyük Marmara depremini beklerken binaların mutlaka elden geçirilip sağlam bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Mümkün olduğunca müstakil ve yeni binalarda konuşlandırılmalıdırlar.” dedi.
‘İSTANBUL’DA AİLE DOKTORLARI BİNA YAPMAKTA ZOR BULDU’
1999 depreminin üzerinden 24 yıl geçtiğini hatırlatan Mehlepçi, “24 yıldır hiçbir şey yapılmadı. 4-5 yıldır hem birlik olarak hem de Türk Tabipler Birliği Aile Kolu olarak ısrar ediyoruz. ASM’lerimiz depreme karşı hassas.Maraş depremine kadar ASM’lere bir şey yapılmamıştı, şimdi de yapılmıyor.Şehir hastanelerinin 2022’de yıllık kira bedeli 21.5 milyar TL idi.Yaptığımız maliyet hesabına göre 6’lık Şehir hastanesinden 41 dakikalık kira ile ASM yapılabilir.Öte yandan kamu hekimlerine yılda ödenen maaş 10 milyon TL.Devletin şehir hastanelerine harcadığı para 21.5 milyar TL ama FHC’lerden kaçınılır” dedi.
Özellikle İstanbul’da aile hekimlerinin bina bulmasının çok zor olduğunu ifade eden Mehlepçi, şöyle devam etti: “Kiralık olarak en uygun yere gitmeliyiz. Burada da mümin yok. Bu duruma müdahale edilmediği sürece aile hekimler kiranın en ucuz olduğu yerde kalmak zorunda kalacaklar.Depremden sonra hayatta kalabilmek için inanç yapılarının olması gerekecek.”
